Düşükler, mutsuzluk ve korkuya neden olan yalnız yaşadığınız bir deneyimdir. Düşük, gebeliğin 23. haftasına kadar olan gebelik kayıpları olarak tanımlanır. Bu deneyim 12. gebelik haftasından önce olursa erken düşük, 12 il 23. haftalar arasında olursa bu geç düşük olarak adlandırılır.  Ne yazık ki erken düşükler yaygındır. Düşüklerin birçoğu 12. gebelik haftasından önce olmaktadır.Aslında pek çok kadın gebeliğinin farkına varmadan düşük yapar. Bugün döllenmiş yumurtaların yarısından fazlasının gebelik testiyle saptanmadan düşük ile sonuçlandığına inanılmaktadır. İstatistiksel olarak doğrulanmış gebeliklerin ise %20’ si düşük ile sonuçlanacaktır. Bu oran ise yaşla birlikte artmaktadır. Geç düşükler ise nadir olarak görülmektedir. Tüm düşüklerin %2 ‘si geç düşükle sonuçlanmaktadır. Bu gebelik haftasında kayıplar duygusal olarak zor karşılanır. Çünkü anne- baba kavramı sizlerde yerleşmeye başlamıştır. Bazı kadınlarda tekrarlayan düşük yapma acı bir deneyimdir. Tekraralayan düşük demek için kadının üç kez arka arkaya düşük yapması gerekmektedir. Tüm gebeliklerin %1’ inde görülmektedir.

Düşüklerin Sebebi nedir?

Erken gebelik kaybı,neredeyse her zaman, embriyonun sağlıklı gelişememesi nedeniyle meydana gelir. Kromozamal bozuklukların en sık erken gebelik kayıplarına neden olduğu düşünülmektedir. Kromozamlar bir çok geni taşıyan vücudun hücre içindeki minik yapılarıdır. Genler cinsiyet, saç rengi, kan grubu tipi gibi tüm fiziksel özelliklerimizi belirler. Düşüğe neden olan kromozam sorunları çoğunlukla sebebsiz yere, tesadüfen ortaya çıkar. Anne ve ya babanın sağlığı ile ilgili değildir. Bebeğin normal gelişmesi için normal sayıda ve yapıda kromozomlara ihtiyacı vardır. Bu kromozomların 23 tanesi anneden, 23 taneside babadan gelmektedir. Kromozom anormallikleri bebeğin gelişimini engellemektedir. Bu kromozom anormallikleri kromozom sayısının fazla veya az olması, sayı yeterli olmasına rağmen kromozom yapısının bozuk olmasını içermektedir. Bu durumlarda gebelik embriyo dönemi olan gebeliğin ilk 8 haftasında sona ermektedir.

Geç düşüklerin ise nedeni bebekte olan gelişimsel bozuklukların yanında ( tıbbi amaçlı yapılan düşükler), annenin mevcut sağlık problemleridir ( örneğin rahim ağzı yetmezlikleri, rahim anormallikler, annenin şeker hastalığı gibi kronik sağlık sorunlarıdır).

Eğer üst üste birkaç düşük yaptıysanız, bu durumun nedenini anlamamak sizi umutsuzluğa sürükleyebilir. Fakat tekrarlayan düşük yapan kadınların yaklaşık yarısında hiçbir neden bulunamamaktadır. Kaldı ki üst üste üç ve daha fazla düşük yapan her dört kadından üçü sağlıklı bir bebeğe sahip olmaktadır. Gebeliğin başından itibaren iyi bir bakım ve tıbbi destek ile çocuk sahibi olabilirsiniz.

Bir düşük yaşayıp yaşamadığınızı asıl anlarsınız?

Televizyonda veya bir filmde düşük sahnesi canladırılırken, kadın ani başlayan şiddetli ağrıyı takiben aşırı bir kanamayla yere çöker ve düşük yapar. Ama düşüklerin çoğu bu şekilde gerçekleşmez. Bazı kadınlarda adet kraplarına benzer ağrılar varken; bazı kadınlarda ( özellikle dış gebeliklerde) şiddetli, bıçak saplanır gibi karın ağrıları vardır. Bazı kadınlarda şiddetli vajinal kanama varken; bazı kadınlarda lekelenme tarzı vajinal kanama veya kahverengi vajinal kanama mevcuttur. Çoğu kadında ise düşüğe yapılan rutin ultrasonografik muayene ile tanı konulmaktadır. Rutin yapılan gebelik kontrolünde boş kese veya bebeğin kalp atışının görülmemesiyle büyük bir şok yaşayabilirsiniz. Bazen gebelik hormonunun yükselmesine bağlı oluşan bulantı ve memelerde dolgunluk gibi belirtiler kaybolabilir. Ama unutmamanız gereken zaten bu bulgular 12-13. gebelik haftasında kendiliğinden kaybolmaktadır.

Geç düşükler ise oldukça zor bir deneyimdir. Kadınların bir kısmında su gelmesi veya fazla miktarda vajinal kanam olabilir. Doğum ağrısına benzer ağrılar eşlik edebilir. Fakat bu ağrılar her zaman şart değildir. Rahim ağzı yetmezliğine bağlı olan düşüklerde ağrı eşlik etmeyebilir.

Şunu unutmamak lazım, gebeliğin ilk üç ayında oluşacak kanama veya lekelenme düşük yaptığınız anlamına gelmemektedir. Yapılan çalışmalarda kanama veya lekeenmesi olan kadınların yarısında gebelik devam etmektedir.

Ben Düşük yapma riski taşıyor muyum, nasıl anlarım?

Bu soruyu cevaplamak oldukça zordur. Çoğunlukla gebelik kaybı sebebsiz olur ve bunu önlemek oldukça zordur. Bu çoğunlukla erken düşükler için geçerlidir. Çoğunlukla düşük yaptığınız veya yapmamanız gereken birşeyden olmamaktadır. Bakıldığında düşük yapan pek çok kadının sağlık durumuda mükemmeldir. Fakat buna rağmen düşük riskini artıran bazı faktörler vardır:

  • Yaş: Yaş ilerledikçe kromozamal anomali riski artmaktadır. 30 yaş altında 10 gebe kadından biri düşük yaparken, 35-39 yaş arası gebelerin dörtte biri, kırk yaş üztü gebe kadınların ikide biri düşük yapma riskine sahiptir.
  • Annenin obezite, diabet, yüksek tansiyon, böbrek yetmezliği ve tiroid bezi hastalığı gibi sağlık problemlerinde düşük riski artmaktadır. Sağlığınızla ilgili problem varsa doğru bakım almak önemlidir.
  • Kanın pıhtılaşması ile ilgili bir hastalığınız varsa veya taşıyorsanız tekrarlayan düşükleriniz olabilir.
  • Rahimin doğumsal veya edinsel (myom, polip gibi) kusurları tekrarlayan düşüklere neden olabilir.
  • Sigara içimi, aşırı alkol veya bağımlılık yapan madde tüketimi düşük riskini artırabilir.
  • Ayrıca aşırı kafein tüketimide düşük riskini artırmaktadır. Önerilen miktar 200 mg kafeini( iki bardak kahve) geçmemektir.

Düşükten sonra ne kadar beklenilmelidir ?

Pek çok doktor düşükten sonra bir adet periyodunu beklemenizi önermektedir. Bunu nedeni düşük sonrası gebeliğin doğum zamanlamasının hesaplama kolaylığıdır. Aslında düşükten sonra ne kadar bekliyeceğinize dair kararı siz ve eşiniz verecektir.

Eğer enfeksiyon, dış gebelik veya molar gebelik gibi özel durumların varlığında doktorunuzun önerdiği süreleri beklemek daha sonraki gebelik için önemlidir. Yine geç düşüklerde ve tekrarlayan düşüklerde gebelik zamanlamasına yapılan bazı testlerin sonuçlarını  doktorunuzla değerlendirerek ve psikolojik olarak hazır hissettiğinizde gebeliği denemek uygun olacaktır.

Eğer düşük deneyimi yaşadıysanız doğru bildiğimiz bir takım yanlışları diğer gebeliğinizde yapabilirsiniz. Bazı insanlar gebeliğinizde yaşadığınız stressin gebelik kaybına neden olduğunu size söyleyebilir. Fakat yapılan çalışmalar gebelikte yaşadığınız stes, çalışma hayatı veya depresyonun gebelik kaybına neden olduğunu göstermemektedir. Daha sonra ki gebelikte seks yapmanın gebelik kaybına neden olduğu kanıtlanmamıştır. Yine sağlıklı giden bir gebeliği koruma anlamında yürüyüş ve yüzme gibi aktivitelerin düşüğe neden olduğuna yönelik kanıt yoktur. Eğer düşüğe yönelik yapılan tetkiklerde veya bir düşük riski varlığında doktorunuzun uyarıları önemli olacaktır. Uygun ve sağlıklı bir bakım aldığınızda düşük sonrası gebeliğiniz sağlıkı geçecektir.