İnfertilite 12 ay veya daha fazla süre ile korunmasız, uygun ve zamanlı birlikteliğe rağmen başarılı bir gebelik elde etmede başarısızlıktır.

İnfertil çiftlerin tanısal değerlendirmesinde mutlaka kapsamlı bir hikaye ve fizik muayene yapılmalıdır.

Çiftlerin yaklaşık %30 unda açıklanamayan infertilite mevcuttur.

Tekrarlayan gebelik kaybı 2 veya daha fazla sayıda gebelik kaybıdır.

Sigara kullanımın infertilitenin altta yatan nedenlerinin yaklaşık %13 ü ile ilişkilidir.

Obezite ovulasyonun bozulmasına ve ovaryan yanıtın azalmasına neden olarak infertiliteye neden olur.

OHSS’nun (Ovaryan hiperstimulasyon sendromu) en sık görülen risk faktörleri genç yaş, düşük kilo, polikistik over sendromu, önceden OHSS öyküsü, yüksek doz gonadotropin kullanımı ve yüksek E2 düzeyleridir.

Yumurtalık rezervini değerlendirmede en sık kullanılan tarama testi FSH ölçümüdür.

Tubal faktörleri değerlendirmede standart test histerosalpingografi (rahim filmi) dir.

Varikosel tedavisi sonrası sperm parameterlerindeki düzelme en erken 3-6 ay sonra oluşmaktadır.

Anovulatuvar nedenli infertilitesi olan bayanların çoğunda efektif ilk tercih tedavi yöntemi klomifen sitrattır.

35 yaşından önce 1 yıl süreyle korunmasız birlikteliğe rağmen, 35 yaşından sonra ise 6 ay süreyle korunmasız birlikteliğe rağmen gebelik elde edilemiyorsa çiftler infetilite açısından araştırılmalıdır.

Amenorenin (adet görememe veya adetlerin anormal bir şekilde kesilmesi) altta yatan en sık nedenleri polikistik over sendromu, hipotalamik nedenler, over yetmezliği ve hiperprolaktinemidir.

İnfertil hastalarda kullanılan fertilite arttırıcı ilaçların mevcut bilimsel veriler eşliğinde invaziv over kanseri , meme kanseri , rahim kanseri ve tiroid kanseri riskini arttırdığı net olarak kanıtlanmamıştır.

Hormonal kontrasepitf ilaçlar geri dönüşlü korunma yöntemleri içerisinde efektif ve güvenilir bir yöntemdir.

Eski ve yeni hormon içeren doğu kontrol yöntemleri hem rahim hem de yumurtalık kanseri görülme riskini azaltırlar.