KOROİD PLEKSUS KİSTİ

       Koroid Plexus beyinde beyin-omurilik sıvısını üreten bezlerdir. Beyinde çift taraflıdır. Koroid pleksus kistleri (KPK), koroid pleksus içerisinde BOS’nın hapsolması sonucu gelişen tek yada çok sayıda, tek tarafta  yada çift tarafta olabilen, 2 mm.den büyük olan ve %1 sıklıkla karşılaştığımız kistlerdir.. Gebeliğin ikinci erken dönemlerinden itibaren görülebilir. Koroid pleksus kisti demek için çapının 2 mm’den büyük olması gerekir. Gebelik haftası ilerledikçe stroma azalır ve kist kendiliğinden kaybolur. Bu nedenle 2. üç ay’ın sonunda bu kistlerin %95’i KAYBOLUR.

Koroid pleksus kistleri, düzgün sınırı olmayan, ince uzun ekolusent alan şeklinde görülen pseudokistler ile, ventrikülomegali ile ve intrakraniyal kanamalar ile karıştırılmamalıdır..Renkli dopplerde akım yoktur. Diğer anomalilerle birlikte görülme sıklığı % 12 olarak bildirilmiştir. Kist çapı 10 mm’den büyük olursa özellikle Trizomi-18 düşünülmelidir. Tüm trizomi-18 olgularının yaklaşık % 50’sinde koroid pleksus kisti görülür.           

 İzole (başka anomali olmadan) KPK görülmesi durumunda Trizomi-21 (Down Sendromu) düşünülmez. Buna karşılık  KPK ile birlikte NT artışı, kalpte hiperekojen odak görülmesi, kol-bacak kemiklerinin kısa olması, hiperekojen incebarsak, renal pelviektazi, vb markerlerde varsa Trizomi-21 akla gelmelidir.  

      USG’de ek bulgu saptanmadığında, ek risk faktörü yok ise karyotip analizi önerilmez. USG’de ek anomali saptanmadığı durumlarda anöploidi tarama testlerinde trisomi 18 riski yüksek çıkarsa, gebe invaziv girişimi Kabul etmiyorsa cfDNA testi önerilir. Ek bulgu varsa amniyosentez yapılabilir. KPK kalıcı olduğunda bile postnatal izleme gerek yoktur. Ancak aileler KP kistlerinin içine kanama riski olabileceği konusunda aileler bilgilendirilmelidir.

Bunun dışında KPK’nin diğer anomalilerle birlikte görülmesi durumunda kromozom anomalisi riskinin yaklaşık 20 kat arttığı söylenebilir.

Koroid pleksus kisti (KPK) varlığında; Ayrıntılı USG ile el ve ayaklara dikkatle bakalım (Trizomi 18 olgularının çoğunda ekstremitelerde postur anomalileri vardır). USG’de eşlik eden anomaliler yok ise İNVAZİV GİRİŞİM YAPILMAZ. USG’de eşlik eden anomaliler var ise ve serum Anöploidi Taraması POZİTİF ise invasiv girişim yapılır. Eşlik eden anomalilerin bulunmadığı, ancak serum anöploidi taramasının POZİTİF olduğu durumda cfDNA testi veya haftasına göre Amniyosentez önerilir.

Anne ve babaya bu kistlerin 2. üçay’da %95 oranında kaybolacağı, mental retardasyon, serebral palsi ve gelişme geriliğine yol açmayacağı bilgisi verilmelidir. Ancak tüm gebelerde olduğu gibi Fetal Gelişim Kısıtlanması (FGK) yönünden takip yararlıdır. FGK var ise, bu durum Trizomi18 ile birlikte olabileceği için bu olgularda invazive girişim düşünülebilir. Ek bulgu varlığında Klinik Genetik Konsültasyonu gereklidir.

 Klinik: Çapı 10 mm’den küçük olan izole KPK olguları düşük riskli kabul edilebilir. Normal fetusların yaklaşık %1’inde görülebilir. Düşük riskli grupta kromozom anomali riski 1/400’den daha azdır. 

  Doğum zamanında anne yaşı 35’ten büyükse Trizomi-18 riskinde artış söz konusudur.   

Çapı 10 mm’den büyük olan kistlerde gerileme yavaş olmakla birlikte 32 haftadan önce kistler kaybolur.   

İzole kistlerde prognoz iyidir. Mental ve motor gelişimle ilgili sorun oluşmaz. Buna karşılık KPK’ne ilave anomali varsa, bu durumda prognoz kromozomun normal olup olmamasına ve ilave anomalinin ciddiyetine bağlıdır.  

 Koroid pleksus varlığında aşağıdaki durumlar söz konusu ise amniosentez ile karyotip tayini gerekir: 

-         Gebenin serum biokimyasının normal olmaması, 

-         İleri anne yaşı (35 yaş),   

-         Kromozom anomalili doğum öyküsü 

-         Diğer anomalilerle birliktelik.  

Buna karşılık, düşük riskli hastalarda izole KPK varsa, amniosentez gerekli olmayabilir. 

Koroid pleksus kistinin tedavisi yoktur.